https://solviera.com.tr/icerik/markanin-el-yazisi-bekletmeyen-ve-kaymayan-font-yukleme-sanati
Modern bir web sitesi düşünün. Gördüğünüz her dinamik öğe, tıkladığınız her buton, anında güncellenen her içerik parçası... Tüm bu "canlılık" hissinin arkasında tek bir güç yatar: JavaScript. JavaScript, sitenizin merkezi sinir sistemidir. Tıpkı insan vücudundaki sinir sisteminin her kası, her refleksi ve her etkileşimi yönetmesi gibi, JavaScript de bir web sayfasını interaktif, dinamik ve kullanıcı için "gerçek" kılan kod bütünüdür.
Ancak, bu sinir sistemi verimsiz çalıştığında veya aşırı yüklendiğinde ne olur? Vücut yavaşlar, tepkileri gecikir, hatta geçici felç durumları yaşanır. Web siteleri için de durum farksızdır. Optimize edilmemiş JavaScript, yavaş açılan sayfalara, donan arayüzlere, tıklamalara yanıt vermeyen butonlara ve en nihayetinde hüsrana uğramış bir kullanıcıya yol açar. Bu durum, doğrudan Etkileşimden Sonraki Boyamaya (Interaction to Next Paint - INP) ve Toplam Engelleme Süresi (Total Blocking Time - TBT) gibi hayati performans metriklerini vurur.
Bu rehber, bir "kod cerrahı" hassasiyetiyle sitenizin bu dijital sinir sistemini incelemek ve onu zirve performansı için optimize etmek üzere tasarlanmış bir "beyin cerrahı kılavuzu" niteliğindedir. Amacımız, sadece sorunları tespit etmek değil, aynı zamanda en verimli çözümlerin arkasındaki "nedenleri" derinlemesine açıklayarak, size kalıcı bir optimizasyon disiplini kazandırmaktır.
JavaScript Neden En Pahalı Kaynaktır?
Birçok e-ticaret yöneticisi veya pazarlama uzmanı, web sitesi yavaşlığını genellikle büyük görsellerle veya yavaş bir sunucuyla ilişkilendirir. Bunlar geçerli endişeler olsa da, modern web'in en maliyetli ve performansı en çok etkileyen kaynağı genellikle gözden kaçar: JavaScript. Peki bir .js dosyasını, bir .jpg veya .css dosyasından bu kadar farklı ve "pahalı" kılan nedir? Cevap, tarayıcının bu dosyayı işlemek için geçtiği çok katmanlı süreçte yatar.
JavaScript'in maliyetini dört ana katmanda inceleyebiliriz:
- İndirme Maliyeti (Ağ): Bu, en bariz maliyettir. Diğer tüm kaynaklar gibi, JavaScript dosyası da kullanıcının cihazına ağ üzerinden indirilmelidir. Dosya ne kadar büyükse, bu süreç o kadar uzun sürer. HTTP Archive'ın 2024 verilerine göre, bir web sayfasının mobil cihazlarda yüklediği medyan JavaScript boyutu 558 KB'a ulaşmış durumda. Bu, yavaş bir mobil bağlantıda saniyeler sürebilecek bir indirme anlamına gelir.
- Ayrıştırma & Derleme Maliyeti (CPU): Dosya indirildikten sonra tarayıcının işi bitmez, aksine yeni başlar. Tarayıcının ana iş parçacığı (main thread), bu JavaScript kodunu okumalı (ayrıştırma) ve bilgisayarın anlayabileceği bir formata (derleme) dönüştürmelidir. Bu, yoğun bir CPU (Merkezi İşlem Birimi) işlemidir. 500 KB'lık bir JavaScript dosyasının ayrıştırılması ve derlenmesi, ortalama bir mobil cihazda yüzlerce milisaniye sürebilir. Bu süre boyunca, ana iş parçacığı başka hiçbir iş yapamaz; örneğin, kullanıcı tıklamalarına yanıt veremez.
- Yürütme (Execution) Maliyeti (CPU): Kod anlaşıldıktan sonra, çalıştırılması (yürütülmesi) gerekir. Bu, DOM'u değiştiren, olay dinleyicileri ekleyen, veri getiren ve arayüzü güncelleyen asıl işlemdir. Kötü yazılmış veya verimsiz kod, bu aşamada CPU'yu uzun süre meşgul edebilir. İşte bu anlar, "Uzun Görevler" (Long Tasks) olarak adlandırılır ve TBT ile INP metriklerinin en büyük düşmanıdır. Bir görevin 50 milisaniyeden uzun sürmesi, ana iş parçacığını "bloke ettiği" ve kullanıcı etkileşimlerini engellediği anlamına gelir.
- Bellek Maliyeti (RAM): Çalışan JavaScript, cihazın belleğinde (RAM) yer kaplar. Özellikle büyük kütüphaneler veya belleği verimsiz kullanan uygulamalar, düşük RAM'e sahip cihazlarda yavaşlamaya ve hatta tarayıcının çökmesine neden olabilir.
Bu çok katmanlı maliyet, JavaScript'i optimizasyonu en kritik kaynak haline getirir. Bir resim indirildiğinde, sadece çözülür ve ekranda gösterilir. Ancak bir JavaScript dosyası indirildiğinde, tarayıcıyı ağ, CPU ve bellek üzerinde yoğun bir çalışmaya zorlar. İşte bu "bloke edici" doğası, Toplam Engelleme Süresi (TBT) metriğini doğrudan artırır. TBT, sayfa yüklenirken ana iş parçacığının uzun görevler tarafından ne kadar süreyle bloke edildiğini ölçer. Yüksek bir TBT, sayfanın başlangıçta tepkisiz hissettireceğinin bir işaretidir.
Daha da önemlisi, bu durum sayfa yüklendikten sonra da devam eder. Kullanıcı bir butona tıkladığında, bir forma veri girdiğinde veya bir akordeonu açtığında çalışan JavaScript, eğer bir "Uzun Görev" oluşturursa, tarayıcı bu etkileşime görsel bir yanıt veremez. Kullanıcının tıklaması ile arayüzün güncellenmesi arasındaki bu gecikme, Etkileşimden Sonraki Boyama (INP) metriği ile ölçülür. Web.dev'e göre, iyi bir kullanıcı deneyimi için INP'nin 200 milisaniyenin altında olması hedeflenir. Verimsiz JavaScript, bu süreyi kolayca aşarak sitenizin "takılıyor" veya "yanıt vermiyor" gibi algılanmasına neden olur.
JavaScript Şişkinliğine Karşı Üç Yönlü Saldırı Planı
JavaScript'in performans üzerindeki derin etkisini anladığımıza göre, şimdi bu "şişkinliğe" karşı nasıl savaşacağımızı planlayabiliriz. Stratejimiz, sorunu üç farklı açıdan ele alan kapsamlı bir saldırı planına dayanmaktadır: daha az kod göndermek, kodu daha verimli çalıştırmak ve kodu daha akıllıca yüklemek.
Strateji 1: Yükü Azalt (Daha Az Kod Gönder)
En hızlı kod, hiç gönderilmeyen koddur. Optimizasyonun ilk ve en temel adımı, kullanıcının tarayıcısına gönderdiğimiz JavaScript miktarını mutlak minimuma indirmektir. Bu, hem ilk indirme süresini kısaltır hem de tarayıcının ayrıştırma ve derleme yükünü hafifletir.
Kod Bölme (Code-Splitting)
Geçmişte, tüm JavaScript kodunu bundle.js adında tek, devasa bir dosyada birleştirmek yaygın bir uygulamaydı. Bu, sunucuya yapılan istek sayısını azaltsa da, kullanıcıların sitenin hiç ziyaret etmeyecekleri bölümlerinin kodunu bile en başta indirmesine neden oluyordu. Modern yaklaşım ise kod bölmedir.
Bu teknik, devasa paketi daha küçük, mantıksal parçalara ayırır ve bunları yalnızca ihtiyaç duyulduğunda yükler. İki ana türü vardır:
- Rota Bazlı Kod Bölme (Route-Based Code Splitting): Bu en yaygın yöntemdir. Kod, sitenin farklı sayfalarına veya "rotalarına" göre bölünür. Kullanıcı ana sayfadayken sadece ana sayfa için gerekli JavaScript yüklenir. "Hakkımızda" sayfasına geçtiğinde ise o sayfaya özel kod parçası talep edilir. Bu, özellikle çok sayfalı uygulamalarda (MPA) veya farklı bölümleri olan tek sayfa uygulamalarda (SPA) inanılmaz etkilidir.
- Bileşen Bazlı Kod Bölme (Component-Based Code Splitting): Bu daha granüler bir yaklaşımdır. Kullanıcı bir butona tıklayana kadar açılmayacak bir modal pencere, sayfanın en altında bulunan karmaşık bir harita bileşeni veya pahalı bir grafik kütüphanesi gibi öğeler, yalnızca kullanıcı onlarla etkileşime geçtiğinde veya ekran görüş alanına girdiğinde yüklenir.
Modern JavaScript araçları bu süreci oldukça basitleştirmiştir. Örneğin, React kütüphanesinde React.lazy ve Suspense kullanarak bir bileşeni dinamik olarak yüklemek çok kolaydır:
JavaScript
import React, { Suspense } from 'react';// Bileşeni normalde böyle import ederdik:// import ExpensiveComponent from './ExpensiveComponent';// Ama şimdi React.lazy ile dinamik olarak import ediyoruz:const ExpensiveComponent = React.lazy(() => import('./ExpensiveComponent'));function MyPage() {
return (
<div>
<h1>Sayfama Hoş Geldiniz</h1>
{/* Suspense, bileşen yüklenirken bir yedek arayüz (örn: yükleniyor...) gösterir */}
<Suspense fallback={<div>Yükleniyor...</div>}>
<ExpensiveComponent />
</Suspense>
</div>
);
}
Webpack ve Vite gibi paketleyiciler (bundlers), import() fonksiyonunu gördükleri anda kodu otomatik olarak ayrı bir parçaya (chunk) bölerek bu süreci arka planda yönetirler.
Ağaç Sarsma (Tree Shaking)
Modern uygulamalar genellikle npm gibi paket yöneticileri aracılığıyla birçok üçüncü parti kütüphane içerir. Ancak çoğu zaman, bu kütüphanelerin tamamını değil, sadece birkaç fonksiyonunu kullanırız. İşte burada ağaç sarsma devreye girer.
Bu süreci, bir meyve ağacını sarsmaya benzetebiliriz. Sarsıldığında, sadece olgun ve sağlam meyveler (kullandığımız kodlar) dala tutunur, çürük veya gereksiz meyveler (kullanmadığımız kodlar) ise yere düşer. Modern paketleyiciler (Webpack, Rollup, Vite), projenizi derlerken tam olarak bunu yapar. Import ve export ifadelerinizi statik olarak analiz ederler ve projenizde hiçbir yerden çağrılmayan, yani "ölü" olan kodları tespit edip son paketten çıkarırlar. Bu, özellikle Lodash veya Moment.js gibi büyük kütüphanelerden sadece birkaç fonksiyon kullandığınızda paket boyutunda ciddi bir azalma sağlar.
Minifikasyon ve Sıkıştırma
Bu iki terim sıkça birbirinin yerine kullanılsa da, farklı katmanlarda çalışan iki ayrı optimizasyon tekniğidir:
- Minifikasyon (Minification): Kodun kendisi üzerinde çalışır. Geliştirme sırasında okunabilirliği artırmak için kullandığımız tüm boşlukları, satır sonlarını, yorumları ve girintileri siler. Ayrıca, kullaniciAdi gibi uzun değişken adlarını a gibi tek harfli isimlere dönüştürür. Sonuç, işlevsel olarak aynı olan ancak dosya boyutu olarak çok daha küçük bir kod dosyasıdır. Bu işlem, Terser veya UglifyJS gibi araçlarla paketleme sürecinde otomatik olarak yapılır.
- Sıkıştırma (Compression): Sunucu seviyesinde çalışır. Sunucu, minifiye edilmiş JavaScript dosyasını tarayıcıya göndermeden önce Gzip veya Brotli gibi bir algoritma kullanarak sıkıştırır. Tarayıcı bu sıkıştırılmış dosyayı alır ve açarak orijinal (minifiye edilmiş) halini elde eder. Brotli, özellikle metin tabanlı varlıklar (HTML, CSS, JS) için Gzip'e göre genellikle %15-20 daha iyi sıkıştırma oranları sunar ve modern tarayıcıların tamamı tarafından desteklenir. Bu, ağ üzerinden transfer edilen veri miktarını önemli ölçüde azaltır.
Strateji 2: Yürütmeyi Optimize Et (Daha Verimli Kod Yaz)
Kullanıcıya daha az kod göndermek denklemin sadece bir yarısıdır. Gönderdiğimiz kodun, özellikle düşük güçlü mobil cihazlarda, mümkün olan en verimli şekilde çalışmasını sağlamak da bir o kadar önemlidir. Bu, doğrudan INP ve TBT metriklerini hedef alan bir stratejidir.
Uzun Görevleri Bölme (Break Up Long Tasks)
Bu, INP skorunu iyileştirmek için yapabileceğiniz en kritik optimizasyondur. Ana iş parçacığı (main thread), JavaScript'i yürüten, kullanıcı girdilerini işleyen ve ekrana pikselleri çizen yerdir. Eğer tek bir JavaScript fonksiyonu 50 milisaniyeden daha uzun süre ana iş parçacığını meşgul ederse, bu bir "Uzun Görev" olur. Bu süre boyunca, tarayıcı donar. Kullanıcı bir butona tıklasa bile, tarayıcı bu uzun görev bitene kadar o tıklamayı işleyemez.
Sektörel Senaryo: Bir e-ticaret sitesinin ürün detay sayfasında olduğunuzu düşünün. Kullanıcı, ürünün farklı renk seçeneklerine tıkladığında, arka planda çalışan bir JavaScript fonksiyonu, o renge ait tüm görselleri, stok durumunu, fiyatı ve kullanıcı yorumlarını tek seferde hesaplayıp DOM'u güncelliyor. Bu işlem, orta segment bir telefonda 150ms sürsün. Kullanıcı renk seçeneğine tıkladıktan sonra 150ms boyunca arayüzde hiçbir değişiklik görmez, sayfa "takılmış" gibi hisseder. Bu kötü bir INP demektir.
Çözüm, bu büyük görevi daha küçük parçalara ayırarak ana iş parçacığına periyodik olarak "nefes alma" şansı vermektir. Tarayıcı, her küçük görev parçasından sonra arayüzü güncelleme ve diğer kullanıcı etkileşimlerini işleme fırsatı bulur.
Bunu yapmanın birkaç yolu vardır:
- setTimeout: En geleneksel yöntemdir. Bir görevi parçalara ayırıp her bir parçayı setTimeout(..., 0) ile zamanlayıcıya ekleyebilirsiniz. Bu, tarayıcıya mevcut görev yığınını temizledikten sonra bu yeni görevi çalıştırmasını söyler.
JavaScript
// KÖTÜ: 200ms süren tek bir büyük görevfunction processAllItems(items) {
for (const item of items) {
process(item); // Her biri 1ms süren işlem
}
}// İYİ: Her öğeyi ayrı bir görev olarak işlemefunction processItemsInChunks(items) {
if (items.length === 0) return;
const item = items.shift();
process(item);
// Ana iş parçacığını serbest bırak ve bir sonraki öğe için sıraya gir
setTimeout(() => processItemsInChunks(items), 0);
}
- scheduler.postTask(): Bu, görevleri önceliklendirmek ve bölmek için tasarlanmış modern ve çok daha güçlü bir API'dir. setTimeout'un aksine, görevlere user-blocking (en yüksek), user-visible (orta) veya background (düşük) gibi öncelikler atamanıza olanak tanır. Bu, tarayıcının en kritik işleri önce yapmasını sağlar. MDN Web Docs bu API'nin kullanımını detaylıca açıklamaktadır.
JavaScript
// Örnek: Düşük öncelikli bir analitik görevi zamanlamaif ('scheduler' in window) {
scheduler.postTask(() => {
sendAnalyticsData(); // Bu kritik değil, arka planda çalışabilir
}, { priority: 'background' });
} else {
// Yedek olarak setTimeout kullan
setTimeout(sendAnalyticsData, 0);
}
Verimli DOM Manipülasyonu
Tarayıcıda Document Object Model (DOM) üzerinde değişiklik yapmak, yani HTML elemanları eklemek, silmek veya güncellemek, doğası gereği yavaş bir işlemdir. Her DOM değişikliği, tarayıcıyı potansiyel olarak sayfa düzenini yeniden hesaplamaya (reflow/layout) ve yeniden boyamaya (repaint) zorlayabilir.
Layout Thrashing Problemi: En büyük tuzaklardan biri "layout thrashing"dir. Bu, bir döngü içinde sürekli olarak DOM'dan bir değer okuyup (örneğin bir elemanın yüksekliğini element.offsetHeight ile almak) hemen ardından DOM'a bir değer yazdığınızda (örneğin element.style.width'ı değiştirmek) meydana gelir. Tarayıcı, her okuma işleminden önce, en güncel değeri verebilmek için bekleyen tüm yazma işlemlerini uygulamak ve düzeni yeniden hesaplamak zorunda kalır. Bu, performansı mahveden bir kısır döngü yaratır.
Çözümler:
- Güncellemeleri Toplu Yapma (Batching): DOM'a yapılacak birden fazla değişikliği tek seferde yapın. Örneğin, bir listeye 100 öğe ekleyecekseniz, her birini döngü içinde tek tek DOM'a eklemek yerine, önce bir DocumentFragment (bellekte yaşayan sanal bir DOM parçası) içinde oluşturun ve ardından bu fragment'ı tek bir appendChild işlemiyle gerçek DOM'a ekleyin.
- Okuma ve Yazmaları Ayırma: "Layout thrashing"den kaçınmak için önce gerekli tüm okumaları yapın, bunları değişkenlerde saklayın ve ardından tüm yazma işlemlerini gerçekleştirin.
Web Workers
Bazı görevler, ne kadar bölerseniz bölün, doğaları gereği çok fazla CPU gücü gerektirir. Örneğin, büyük bir veri setini istemci tarafında filtrelemek, karmaşık bir matematiksel hesaplama yapmak veya bir görüntüyü işlemek gibi. Bu tür görevleri ana iş parçacığında çalıştırmak, kullanıcı arayüzünü saniyelerce dondurabilir.
Web Workers, bu soruna zarif bir çözüm sunar. JavaScript kodunuzu, ana arayüz (UI) iş parçacığından tamamen bağımsız bir "arka plan iş parçacığında" çalıştırmanıza olanak tanır. Ana iş parçacığı, Web Worker'a bir görev gönderir ve kendi işine (kullanıcı etkileşimlerine yanıt vermek gibi) devam eder. Worker, ağır hesaplamayı bitirdiğinde, sonucu bir mesajla ana iş parçacığına geri gönderir. Bu, sitenizin en yoğun hesaplamalar sırasında bile tamamen akıcı ve tepkisel kalmasını sağlar.
Bu seviyede derinlemesine bir optimizasyon, genellikle standart şablonların ötesine geçer. Bu tür özel yazılım ihtiyaçları için Solviera Teknoloji'nin terzi işi çözümleri, işletmelere altyapılarını temelden iyileştirme ve en karmaşık performans sorunlarını bile çözme esnekliği kazandırır.
Strateji 3: Akıllıca Yükle ve Sun (Daha Akıllı Yükleme Stratejileri)
Son olarak, elimizdeki optimize edilmiş kod parçalarını doğru zamanda ve doğru şekilde kullanıcıya sunmamız gerekir. Bu, algılanan performansı iyileştirmek ve Kritik Oluşturma Yolu'nu (Critical Rendering Path) tıkamamak için hayati önem taşır.
async vs. defer
Bu iki <script> etiketi özelliği, normal (engelleyici) JavaScript yüklemesinden kaçınmak için kullanılır, ancak farklı senaryolar için tasarlanmışlardır:
- <script src="..."></script> (Normal): Tarayıcı bu etiketi gördüğü anda HTML'i işlemeyi durdurur, script'i indirir, çalıştırır ve sonra HTML işlemeye devam eder. Bu, sayfa oluşturmayı bloke eder.
- <script async src="..."></script>: Tarayıcı, HTML'i işlemeye devam ederken script'i arka planda indirir. İndirme bittiği anda, HTML işlemeyi durdurur ve script'i çalıştırır. Çalışma sırası garanti değildir. Sayfanın ilk oluşturulması için kritik olmayan bağımsız script'ler (örneğin, bir reklam veya analitik script'i) için idealdir.
- <script defer src="..."></script>: Tarayıcı, HTML'i işlemeye devam ederken script'i arka planda indirir. Ancak script'i, tüm HTML işlenip DOM oluşturulduktan hemen önce çalıştırır. Birden fazla defer script'i varsa, sayfadaki sıralarına göre çalışmaları garanti edilir. DOM'a erişmesi gereken ve çalışma sırası önemli olan script'ler için en iyi seçenektir. Genel bir kural olarak, defer genellikle async'den daha güvenli ve daha öngörülebilir bir seçimdir.
Gereksiz Bileşenleri Tembel Yükleme (Lazy Loading Components)
Bu, kod bölme stratejisinin bir uzantısıdır. Tıpkı sayfanın altındaki resimleri "tembel yüklediğimiz" gibi, JavaScript ile çalışan karmaşık arayüz bileşenlerini de tembel yükleyebiliriz.
Sektörel Senaryo: Bir B2B SaaS panelinin ana gösterge panosunu (dashboard) düşünün. Bu panelde gelir özetleri, son aktiviteler ve hızlı linkler bulunur. Ancak sayfanın alt kısmında, çok detaylı veriler içeren ve oluşturulması maliyetli olan bir "Yıllık Büyüme Raporu" grafiği de vardır. Çoğu kullanıcı bu grafiğe kadar sayfayı kaydırmaz. Bu grafiği çalıştıran JavaScript'i en başta yüklemek, her kullanıcı için gereksiz bir performans maliyeti yaratır.
Çözüm, bu rapor bileşenini, sadece kullanıcı o bölüme yaklaştığında (örneğin IntersectionObserver API'si ile tespit ederek) dinamik olarak yüklemektir. Bu sayede ilk sayfa yüklemesi çok daha hızlı olur ve kaynaklar sadece gerçekten ihtiyaç duyulduğunda kullanılır.
Service Workers ile Önbellekleme
Service Worker'lar, tarayıcı ile ağ arasında duran bir tür programlanabilir proksidir. En güçlü yeteneklerinden biri, JavaScript dahil olmak üzere web sitesi varlıklarını agresif bir şekilde önbelleğe almaktır. Bir kullanıcı sitenizi ilk kez ziyaret ettiğinde, Service Worker yüklenir ve kritik JS dosyalarını kendi önbelleğine kaydeder.
Kullanıcı sitenizi ikinci kez ziyaret ettiğinde, tarayıcı bu JS dosyalarını ağdan istemek yerine doğrudan Service Worker önbelleğinden alır. Bu, yükleme süresini milisaniyelere indirir ve sitenizin çevrimdışı bile çalışabilmesini sağlar. Bu, özellikle tekrar eden ziyaretçiler için kullanıcı deneyimini ve algılanan hızı kökten değiştiren bir tekniktir.
Solviera'dan Bir JavaScript Optimizasyon Vaka Analizi
Teoriyi pratiğe dökmek, uzmanlığın en net göstergesidir. Gözlemlediğimiz bir vakada, önde gelen bir SaaS müşterimizin kullanıcı panelinde, karmaşık bir "rapor oluşturma" fonksiyonu bulunuyordu. Kullanıcı belirli filtreleri seçip "Raporla" butonuna tıkladığında, ana iş parçacığı ortalama 800ms boyunca bloke ediliyor ve bu da panelin INP skorunu "zayıf" seviyesine çekiyordu. Arayüz bu süre boyunca tamamen donuyor, kullanıcılar butona tekrar tekrar tıklayarak durumu daha da kötüleştiriyordu.
Uyguladığımız iki adımlı "kod cerrahisi" operasyonu şu şekildeydi:
- Ağır İşlemi Arka Plana Taşıma: İlk olarak, tüm bu veri işleme ve raporlama mantığını bir Web Worker'a taşıdık. Artık kullanıcı "Raporla" butonuna tıkladığında, ana iş parçacığı sadece Worker'a bir mesaj gönderip anında bir "Raporunuz oluşturuluyor..." animasyonu gösteriyordu. Ağır işin tamamı arka planda yapılırken arayüz tamamen akıcı kaldı.
- Ön Yükü Hafifletme: Panelin "Ayarlar" ve "Kullanıcı Yönetimi" gibi daha az kullanılan bölümleri için rota bazlı kod bölme tekniğini uyguladık. Bu sayede, kullanıcının panele ilk girişinde yüklenen JavaScript dosyasının boyutu %40 oranında azaldı.
Sonuçlar ölçülebilirdi: Panelin genel tepkiselliği hissedilir derecede arttı. Raporlama fonksiyonunun neden olduğu donma tamamen ortadan kalktı. Sitenin Lighthouse'daki performans skoru yükseldi ve en önemlisi, laboratuvar testlerinde ve sahadan gelen RUM (Real User Monitoring) verilerinde INP skoru 50ms'nin altına indi. Bu optimizasyon, doğrudan kullanıcı memnuniyetinde ve panelde geçirilen sürede artış olarak geri döndü. Cloudflare'in paylaştığı veriler gibi, her saniyelik iyileştirmenin dönüşüm oranlarını artırdığı bir dünyada, bu tür milisaniyelik optimizasyonların iş sonuçları üzerindeki etkisi yadsınamaz.
Sonuç
En iyi kod, sadece çalışan değil, verimli çalışan koddur. JavaScript optimizasyonu, bir projenin sonunda yapılacak tek seferlik bir "temizlik" işi değildir; bu, geliştirme yaşam döngüsünün her aşamasına entegre edilmesi gereken sürekli bir disiplindir. Modern bir frontend geliştiricisi veya teknik SEO uzmanı, aynı zamanda bir performans mühendisidir. Yazdığımız her kod satırının dosya boyutunu, yürütme süresini ve en önemlisi ana iş parçacığı üzerindeki yükünü sürekli olarak düşünmeliyiz.
Kod bölme, ağaç sarsma, uzun görevleri parçalama ve akıllı yükleme stratejileri gibi bu rehberde ele alınan teknikleri uygulayarak, web sitelerinizin dijital sinir sistemini güçlendirebilir, TBT ve INP gibi hayati metrikleri iyileştirebilir ve en nihayetinde kullanıcılarınıza takılmayan, akıcı ve keyifli bir dijital deneyim sunabilirsiniz. Unutmayın, performansı Gartner gibi analistlerin de vurguladığı gibi dijital deneyimin temel bir bileşenidir ve doğrudan iş başarısını etkiler.
Web Performansı Uzmanlığınızı Derinleştirin
Bu rehber, web performansı bulmacasının önemli bir parçasını ele alıyor. Şimdi, bir web sitesini ışık hızına çıkaran diğer tüm kritik alanlara odaklanarak bilginizi tamamlayın:
- Kritik Rendering Yolu (CRP) Optimizasyonu: Tarayıcının sayfanızı nasıl oluşturduğunu anlayın ve FCP ile LCP skorlarınızı iyileştirerek ilk açılışı hızlandırın.
- İleri Düzey Resim Optimizasyonu: Sitenizin en ağır parçaları olan resimleri WebP, AVIF gibi modern formatlar ve "lazy loading" ile optimize edin.
- Web Font Optimizasyonu: Marka kimliğinizin bir parçası olan fontların, CLS, FOUT ve FOIT gibi sorunlara yol açmasını engelleyin.
- Üçüncü Parti Script'ler ve Site Hızı: Performans katili olan dış kaynaklı kodları nasıl teşhis edeceğinizi ve yöneteceğinizi öğrenin.
- JavaScript Optimizasyonu Rehberi: INP ve TBT skorlarınızı doğrudan etkileyen verimsiz JavaScript kodlarını nasıl avlayacağınızı ve düzelteceğinizi öğrenin.
- Algılanan Performans: Sitenizi teknik olarak yavaşken bile kullanıcılarınıza nasıl "ışık hızında" hissettireceğinizin psikolojik sırlarını keşfedin.
- INP (Interaction to Next Paint) Rehberi: Sitenizin etkileşim hızını ölçen bu yeni ve kritik Core Web Vitals metriğinde nasıl ustalaşacağınızı öğrenin.
- Ana WPO Rehberi: Performans optimizasyonunun tüm yönlerini bir arada görmek ve büyük resmi anlamak için ana kılavuzumuza geri dönün.
Sıkça Sorulan Sorular
En iyi başlangıç noktası ölçüm yapmaktır. Google'ın PageSpeed Insights veya Chrome Geliştirici Araçları'ndaki Lighthouse panelini kullanarak sitenizin mevcut durumunu analiz edin. Rapor size en büyük JavaScript dosyalarınızı, ana iş parçacığını en çok bloke eden "Uzun Görevleri" ve TBT/INP skorlarınızı gösterecektir. Genellikle en büyük etkiyi, en büyük JS dosyalarını kod bölme (code-splitting) ile küçülterek ve en uzun görevleri scheduler.postTask veya setTimeout ile parçalara ayırarak elde edersiniz.
Hayır, değillerdir. Bu framework'ler, kod bölme, verimli DOM güncellemeleri (sanal DOM gibi) ve ağaç sarsma gibi birçok optimizasyonu kutudan çıktığı gibi destekler. Ancak, bu araçları yanlış kullanmak (örneğin, her şeyi tek bir devasa bileşene yığmak, state güncellemelerini optimize etmemek) kolayca performans sorunlarına yol açabilir. Sorun genellikle framework'ün kendisinde değil, onun nasıl kullanıldığında yatar.
Bu iki teknik farklı sorunları çözer ve birbirini tamamlar. Kod Bölme, ilk sayfa yükleme süresini (TBT'yi etkiler) ve başlangıçtaki ayrıştırma/derleme maliyetini azaltmaya odaklanır. Web Workers ise, sayfa yüklendikten sonraki kullanıcı etkileşimleri sırasında (INP'yi etkiler) arayüzü dondurabilecek çok ağır, CPU-yoğun görevleri çözmek için kullanılır. Önceliğiniz ilk yükleme performansını iyileştirmekse kod bölme ile başlayın. Eğer siteniz yüklendikten sonra belirli işlemler sırasında "donuyorsa", Web Workers'ı araştırmalısınız.
Çoğunlukla evet, ama her zaman değil. INP'nin üç ana bileşeni vardır: 1) Girdi Gecikmesi (Input Delay - ana iş parçacığının başka bir işle meşgul olması, genellikle uzun bir JS görevi), 2) İşlem Süresi (Processing Time - olay dinleyici kodunun çalışma süresi) ve 3) Sunum Gecikmesi (Presentation Delay - tarayıcının ekranda görsel değişikliği boyama süresi). Çok büyük ve karmaşık bir DOM yapısı veya pahalı CSS kuralları da sunum gecikmesini artırarak INP'yi olumsuz etkileyebilir. Ancak vakaların büyük çoğunluğunda kök neden, ana iş parçacığını bloke eden JavaScript'tir.
Kesinlikle hayır. Web siteleri canlı organizmalar gibidir; sürekli olarak yeni özellikler eklenir, kütüphaneler güncellenir ve üçüncü parti script'ler eklenir/değişir. Bir kez yapılan optimizasyon, zamanla eklenen yeni ve optimize edilmemiş kodlarla etkisini yitirebilir. Bu nedenle, performans izleme (monitoring) ve düzenli denetim, optimizasyonun sürekli bir süreç olmasını gerektirir. Otomatik performans bütçeleri belirlemek ve CI/CD (Sürekli Entegrasyon/Sürekli Dağıtım) süreçlerine performans testleri eklemek, bu disiplini korumanın en iyi yollarındandır.
İşletmenizi Bir Sonraki Seviyeye Taşımaya Hazır Mısınız?
Solviera'nın bütünsel teknoloji çözümleri hakkında daha fazla bilgi almak ve işletmenize özel bir analiz için proje danışmanlarımızla bugün iletişime geçin!